07 Aralık 2008
13 Ekim 2008
Hocam!
Buun ilk defa bir laba hoca olarak katildim. Yanlis anlasilmasin asistan olamadim, caaanim yök'ümün yepyeni kanunlari nedeni ile, teselli armagani ogrenci asistanligi verelim dediler.
Birinci siniflarin ilk labiydi bu ve acikcasi en duymak istemedigim seyi duymadigima seviniyorum (biz bilg. muhendisiyiz niye kimya labi aliyoruz ki?)
Belli iclerinde cok zekiler var, cok yavas calisanlar var, kendini akilli sananlar, bu kadar erkegin icinde olunca ortamin farkedilen kizlari var. Aramizda kalsin iclerinden bir tanesi bana baya simarik gibi geldi. Gorucez... Sonra sonraaaa iki dakika once bana sordugu sorunun cevabinin dogrulugundan emin bir sekilde arkadaslarina hava atanlar da var. (oyle olur mu oolum hic bir dusunsene)
Tek sorun lab sonrasi kalan kirli cam esyalar... Hii bir de Hocam lafini garipsiyor insan be...
Birinci siniflarin ilk labiydi bu ve acikcasi en duymak istemedigim seyi duymadigima seviniyorum (biz bilg. muhendisiyiz niye kimya labi aliyoruz ki?)
Belli iclerinde cok zekiler var, cok yavas calisanlar var, kendini akilli sananlar, bu kadar erkegin icinde olunca ortamin farkedilen kizlari var. Aramizda kalsin iclerinden bir tanesi bana baya simarik gibi geldi. Gorucez... Sonra sonraaaa iki dakika once bana sordugu sorunun cevabinin dogrulugundan emin bir sekilde arkadaslarina hava atanlar da var. (oyle olur mu oolum hic bir dusunsene)
Tek sorun lab sonrasi kalan kirli cam esyalar... Hii bir de Hocam lafini garipsiyor insan be...
13 Eylül 2008
MeY
şarap sen benim günüm güneşimsin
öyle bir dolsun ki seninle içim
bir bildik görünce beni sokakta
ne o şarap, nereye böyle desin"
"ey benim yakın dostlarım
beni şarapla besleyiniz.
kehribar rengindeki çehremi yakut gibi kızartınız.
öldüğüm zaman beni şarapla yikayiniz,
tabutumun tahtasını da asma kütüğünden yapınız!"
"bir yudum şarap bin dine değer nice
bir damlacığı bir çin'e değer koca
bin tatlı cana yeğdir ekşi üzüm suyum
kızıl renkli şarap bin zevke değer nice."
öyle bir dolsun ki seninle içim
bir bildik görünce beni sokakta
ne o şarap, nereye böyle desin"
"ey benim yakın dostlarım
beni şarapla besleyiniz.
kehribar rengindeki çehremi yakut gibi kızartınız.
öldüğüm zaman beni şarapla yikayiniz,
tabutumun tahtasını da asma kütüğünden yapınız!"
"bir yudum şarap bin dine değer nice
bir damlacığı bir çin'e değer koca
bin tatlı cana yeğdir ekşi üzüm suyum
kızıl renkli şarap bin zevke değer nice."
Asmayalim da Besleyelim mi?
Genelkurmay Başkanı’nın ‘Çoktandır idam olmuyor, bazı kişilerin idam edilmesi gerek’sozunun, "Asmayalim da Besleyelim mi"lerin
17 yasindaki Erdal Eren'in idam edilmeden once hapisanede gecen gunlerinde;
“Cezaevinde yapılan (neler olduğunu ayrıntılı bir biçimde öğrenirsiniz sanırım) insanlık dışı, zulüm altında inletildik. O kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda ölüm korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi işten bile değildir. Ancak ben bu durumda irademi kullanarak ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile”...
Kız kardeşine, “Seni biraz kızdırdığımı yazıyorsun. Fena mı? Havalar iyice soğudu ama kızarsan üşümezsin. Ben burada üşüyünce (kızamadığım için) ‘Koşar adım’, ‘marş marş’ eğitim yapıyorum.”
Babasına, “Mektubunda bu acıya dayanamayacağını söylüyorsun. Ben nice dayanılmayacak acılara dayanıldığına tanık oldum. Kaldı ki sen güçlü bir insansın. Kendini kapıp koyvermediğin sürece ve biraz da benim bakış açımla bakmaya çalışırsan böyle bir şey olmaz inancındayım”
yazmasinin ustunden tam 28 yil gecti. Ama Erdal Eren gibi nicelerinin annelerinin gozyaslari gecmedi.
Ece Temelkuran'in dedigi gibi; 12 eylul'unuz kutlu olsun!
Daha neler olmus 12eylul 1980'de:
Sayin darbe destekcileri, ergenekoncular ya da sadece laikligi koruyoruzcular; buyrun bir de burdan yakin.
17 yasindaki Erdal Eren'in idam edilmeden once hapisanede gecen gunlerinde;
“Cezaevinde yapılan (neler olduğunu ayrıntılı bir biçimde öğrenirsiniz sanırım) insanlık dışı, zulüm altında inletildik. O kadar aşağılık, o kadar canice şeyler gördüm ki, bugünlerde yaşamak bir işkence haline geldi. İşte bu durumda ölüm korkulacak bir şey değil, şiddetle arzulanan bir olay, bir kurtuluş haline geldi. Böyle bir durumda insanın intihar ederek yaşamına son vermesi işten bile değildir. Ancak ben bu durumda irademi kullanarak ne pahasına olursa olsun yaşamımı sürdürdüm. Hem de ileride bir gün öldürüleceğimi bile bile”...
Kız kardeşine, “Seni biraz kızdırdığımı yazıyorsun. Fena mı? Havalar iyice soğudu ama kızarsan üşümezsin. Ben burada üşüyünce (kızamadığım için) ‘Koşar adım’, ‘marş marş’ eğitim yapıyorum.”
Babasına, “Mektubunda bu acıya dayanamayacağını söylüyorsun. Ben nice dayanılmayacak acılara dayanıldığına tanık oldum. Kaldı ki sen güçlü bir insansın. Kendini kapıp koyvermediğin sürece ve biraz da benim bakış açımla bakmaya çalışırsan böyle bir şey olmaz inancındayım”
yazmasinin ustunden tam 28 yil gecti. Ama Erdal Eren gibi nicelerinin annelerinin gozyaslari gecmedi.
Ece Temelkuran'in dedigi gibi; 12 eylul'unuz kutlu olsun!
Daha neler olmus 12eylul 1980'de:
- 650.000 kişi gözaltına alındı.
- 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
- Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
- 7 bin kişi için idam cezası istendi.
- 517 kişiye idam cezası verildi.
- Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (26 siyasi suçlu, 23 adli suçlu, 1'i Asala militanı).
- İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gönderildi.
- 71 bin kişi TCK'nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
- 98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.
- 388 bin kişiye pasaport verilmedi.
- 30 bin kişi sakıncalı olduğu için işten atıldı.
- 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
- 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
- 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
- 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi.
- 937 film sakıncalı bulunduğu için yasaklandı.
- 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
- 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
- 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
- Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
- 31 gazeteci cezaevine girdi.
- 300 gazeteci saldırıya uğradı.
- 3 gazeteci silahla öldürüldü.
- Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
- 13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
- 39 ton gazete ve dergi imha edildi.
- Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
- 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
- 14 kişi açlık grevinde öldü.
- 16 kişi -kaçarken- vuruldu.
- 95 kişi -çatışmada- öldü.
- 73 kişiye -doğal ölüm raporu- verildi.
- 43 kişinin intihar ettiği bildirildi.
Sayin darbe destekcileri, ergenekoncular ya da sadece laikligi koruyoruzcular; buyrun bir de burdan yakin.
20 Ağustos 2008
17 Ağustos 2008
Ay Tutulmasi
...Genellikle yüzyıl başlarında meydana gelen bu tutulumun, yeni bir devrenin başlaması, insanlık için önemli değişikliklerin olacağının, bunun için savaş verilmesi gerekebileceği şeklinde değerlendirilmesi mümkündür...
Cevremde kimse hayatlarindaki gidisattan memnun degil (ben dahil). Bu tutulma yeniliklerin baslangici olsa keske gercekten, o zaman zaten eskiler gecmiste kalabilecek...
15 Ağustos 2008
I'm as puzzled as a Newborn child
Hasta oldum.
Saka gibi degil mi? Bu sicaklarda hic cekilmiyor ama yapicak bir sey yok. Yapmam gereken yuzler yuzler yuzlerce sey varken ben eve gelip yatiyorum.
Labda resmen her sey yeni basliyor. Su ana kadar bir kac reaksiyonun calisip calismadigini deniyorduk. Artik bu reaksiyonlarin calistigini bildigim icin hem surekli olarak bu reaksiyonlari tekrarlamam hem de diger adimlari once kucuk oranlarla sonra da daha buyuk miktarlarda tekrarlamam gerekecek. Isler bir piramit gibi artiyor. Offff offf.
Ustelik NMR konusunda beginner seviyesinde bilgiye sahipken advance seviyesinde seyler yapmam gerekiyor bakalim artik nasil olucaksa.
Ustelik 28 agustosta da bir sunum yapicam hocalara ki daha cok var demesin kimse, yuzlerce makale icinden bir kac guzel ornek secmek, sonra onlari cok iyi anlayacak sekilde okumak ve sunum hazirlamak da gerekiyor bir yanan labda isler devam ederken... Sunum hazirlamanin en korkunc yani oncesindeki stresi.
Annemler 10 gunlugune evde yoklar ve resmen abimle en mutlu gunlerimizi yasiyoruz. Evde resmen huzur var. Normalde bulasik yikamasi icin kesin basinin etini yerdim ama ona bile sesimi cikarmiyorum.
A kisisi B kisisinden hoslaniyor ama B kisi onun cok yakinlarindaki bir C kisisinden hoslaniyorsa A ile C arasindaki mesafe kac kilometredir?
Playlistte sadece 4 sarki var
Oguzhan Koc - Gul ki Sevgilim
Oguzhan Koc - Al Ahini
Tim Buckley - Song to the Siren
Paul Charlier - Song to the Siren
Saka gibi degil mi? Bu sicaklarda hic cekilmiyor ama yapicak bir sey yok. Yapmam gereken yuzler yuzler yuzlerce sey varken ben eve gelip yatiyorum.
Labda resmen her sey yeni basliyor. Su ana kadar bir kac reaksiyonun calisip calismadigini deniyorduk. Artik bu reaksiyonlarin calistigini bildigim icin hem surekli olarak bu reaksiyonlari tekrarlamam hem de diger adimlari once kucuk oranlarla sonra da daha buyuk miktarlarda tekrarlamam gerekecek. Isler bir piramit gibi artiyor. Offff offf.
Ustelik NMR konusunda beginner seviyesinde bilgiye sahipken advance seviyesinde seyler yapmam gerekiyor bakalim artik nasil olucaksa.
Ustelik 28 agustosta da bir sunum yapicam hocalara ki daha cok var demesin kimse, yuzlerce makale icinden bir kac guzel ornek secmek, sonra onlari cok iyi anlayacak sekilde okumak ve sunum hazirlamak da gerekiyor bir yanan labda isler devam ederken... Sunum hazirlamanin en korkunc yani oncesindeki stresi.
Annemler 10 gunlugune evde yoklar ve resmen abimle en mutlu gunlerimizi yasiyoruz. Evde resmen huzur var. Normalde bulasik yikamasi icin kesin basinin etini yerdim ama ona bile sesimi cikarmiyorum.
A kisisi B kisisinden hoslaniyor ama B kisi onun cok yakinlarindaki bir C kisisinden hoslaniyorsa A ile C arasindaki mesafe kac kilometredir?
Playlistte sadece 4 sarki var
Oguzhan Koc - Gul ki Sevgilim
Oguzhan Koc - Al Ahini
Tim Buckley - Song to the Siren
Paul Charlier - Song to the Siren
11 Ağustos 2008
More Is Never Enough

Zaten Mine gitti Tilan da 1 haftaya kalmadan gidicek diye duvar dibine cokup japon cizgi film karakterleri misali gozlerimin yanlari cesmeye donmustu, ustune bu filmi de izleyince dunum cok suluydu.
Film uyuturucu bagimlisi sair ile ressamin asklarini konu aliyor. Ama acaba hangisi daha agir basiyor. Uyusturcu? Ask?
bolumden olusuyor, Cennet Dunya ve Cehennem. Aslinda dunya bolumundeki sahneler daha ic acitici ama filmin sonunu dusunerek son bolume cehennem denmis sanirim.


Diger basrol oyuncusu Abbie Cornish. Kedisiyle bu filmde tanistim ve dunyada nasil guzelliklerin olduguna bir kez daha tanik oldum. Valla kiz kusursuz benden oylemesi.
Filme geri donersek; Giris sarkisi super, Song to the Siren (PaulCharlier & PauloArundell'in agzindan olani ozellikle) indirin dinleyin derim ben. Deniz'im Ada'm ozellikle sana bu lafim. E e Cumming'in siiri de super ama ya bebek ya...
29 Temmuz 2008
Susss!!!
Devamli olarak uyariliyoruz konustugumuz icin. Her yer sisnema salonu misali ki aslinda bu konuda haklilar hepimiz film gibiyiz aslinda...
Biraz yavas evladim
Cocuklar biraz sessiz ama aaa
Isten ciktik kardesim insaf
Kafami sisirdiginiz icin bakiyorum
Ooooff of!!!
Cep telefonuyla konusanlara laf edenlere zaten antipatiktim artik normal konusmamiza bile laf ediyorlar.
Ben susarsam sen susarsen o susarsa kim konusucak bu ulkede???
Biraz yavas evladim
Cocuklar biraz sessiz ama aaa
Isten ciktik kardesim insaf
Kafami sisirdiginiz icin bakiyorum
Ooooff of!!!
Cep telefonuyla konusanlara laf edenlere zaten antipatiktim artik normal konusmamiza bile laf ediyorlar.
Ben susarsam sen susarsen o susarsa kim konusucak bu ulkede???
20 Haziran 2008
Hic sanmiyorum
Bu hafta insanlar bir gıcık mıydı yoksa garezleri sade bize miydi? Konusmalara bakar mısınız?
-Aaa bu esofman ustu benim. Ben de nerde kaybettim diye merak ediyorudum.
-Aaa senin miydi. Ama bu 38 beden?
-!??!!?
-Sen tek cocuk musun?
-Hayir bir kucuk erkek kardesim var bir de buyuk erkek kardesim var.
-3 erkeksiniz yani?
-!???!!?
-Dunku iddayi ben kazandım 10 bira borcun var.
-Hiç sanmiyorum!!!
-!!!?!??!
-Biz spor yaptık, kostuk geldik.
-Hiii, hala umudun var yani
-!!??!!!!
Aksam labda hala is oldugundan yemek icin sandvic alinir ve laba dogru yol almisken;
-O posetler ne oyle parti mi var?
-!!!??!!
Insanlarin benim nasil biri oldugum hakkinda ne dusunduklerini ogrenmek pek de zor olmuyor.
07 Haziran 2008
Sabah sabah vapur keyfi... Istanbul'u doyasiya icine cekmek, kahvalti sonrasi icilen sigara misali. Istanbul zehirliyor musun beni? Aliskanlik misin sen? Dumanina mi sakladin beni?
Ozgurlugumun kisitlandigi anlar olduruyor beni. O dakikadan sonra icten hanim gidiyor ve samimiyetsiz gicik anim geliyor taa ki biri icten hanim tusuna tekrar basana dek. Dongu aslinda bu.Icten, gicik, icten, gicik, ic...
Beni gercekten taniyabilen insanlari, gicik hanim tusuna hic basmamalarindan anlarim. Kizdirsa, uzse, aglatsa, sıksa bile ozgurlugum bendeyse, en ufak bir kisitlamada bulunmuyorsa bana o insan benim icin supersonik bir insandir.
Samimiyetsiz tavirlar, radargozler, saniyelerle yarisan soylenmeler, yapmacik gulusler veeee Gicik hanim merhaba. Uzak durun benden! Ya da ben biraz uyuyim.
Gecen gun Esin dedi ki: "bazen Ayegul'de Badegul'un tavirlarini goruyorum." Tam ben de bu noktadayken ustelik. Halegul de Badegul'u andirirken. Badegul oyle bir girmis ki hayatima, insanlari ikiye ayirir olmusum: Ona benzeyenler ve benzemeyenler. Sanirim Badegul'u bu kadar anmamin en onemli nedeni hayatimdan kesin cizgilerle ilk defa birini cikarmamdan da olabilir, kimbilir? Benzemez kimse sana Badegul demeyi cok isterdim ama benziyorlar ya. Hatta seninle ayni sacma cumleyi kuranlar bile var, ayni kelimelerle. Nasil seni hatirlamam ki!!!
Not:
1. Elif Safak bu saatten sonra ne yazsa okurum. Pinhan'i okumam ama. Onyargiliyim o kitaba karsi.
2. Hey sen ordaki! Blogumun basindayken cep telefonunu kapatir misin kardesim? Cep telefonlarinin sistemi blogumu kilitliyor.
3. Artik blogumu okurken sigara da icemezsin. Kurallar boyle. Devlet bir kural koyduysa uyucaksin. Amaaa falan deme. Sen mi duzelticeksin koskoca yasanin koyduu kurali. Hiihhh
Ozgurlugumun kisitlandigi anlar olduruyor beni. O dakikadan sonra icten hanim gidiyor ve samimiyetsiz gicik anim geliyor taa ki biri icten hanim tusuna tekrar basana dek. Dongu aslinda bu.Icten, gicik, icten, gicik, ic...
Beni gercekten taniyabilen insanlari, gicik hanim tusuna hic basmamalarindan anlarim. Kizdirsa, uzse, aglatsa, sıksa bile ozgurlugum bendeyse, en ufak bir kisitlamada bulunmuyorsa bana o insan benim icin supersonik bir insandir.
Samimiyetsiz tavirlar, radargozler, saniyelerle yarisan soylenmeler, yapmacik gulusler veeee Gicik hanim merhaba. Uzak durun benden! Ya da ben biraz uyuyim.
Gecen gun Esin dedi ki: "bazen Ayegul'de Badegul'un tavirlarini goruyorum." Tam ben de bu noktadayken ustelik. Halegul de Badegul'u andirirken. Badegul oyle bir girmis ki hayatima, insanlari ikiye ayirir olmusum: Ona benzeyenler ve benzemeyenler. Sanirim Badegul'u bu kadar anmamin en onemli nedeni hayatimdan kesin cizgilerle ilk defa birini cikarmamdan da olabilir, kimbilir? Benzemez kimse sana Badegul demeyi cok isterdim ama benziyorlar ya. Hatta seninle ayni sacma cumleyi kuranlar bile var, ayni kelimelerle. Nasil seni hatirlamam ki!!!
Not:
1. Elif Safak bu saatten sonra ne yazsa okurum. Pinhan'i okumam ama. Onyargiliyim o kitaba karsi.
2. Hey sen ordaki! Blogumun basindayken cep telefonunu kapatir misin kardesim? Cep telefonlarinin sistemi blogumu kilitliyor.
3. Artik blogumu okurken sigara da icemezsin. Kurallar boyle. Devlet bir kural koyduysa uyucaksin. Amaaa falan deme. Sen mi duzelticeksin koskoca yasanin koyduu kurali. Hiihhh
06 Haziran 2008
22 Mayıs 2008
Gece 1:30 ve biraz biraz esinti basladi sanirim. Hemen kahve doldurdum kendime, isigi kapattim ve resmen kafa dinliyorum.
Gunlerdir niye hala okuyorum diye dusuncelerimi sorguluyorum. Sonrasinda hep ayni soru isareti. Doktora yapmali mi? Istanbul'u "stand by" moduna gecirmeli mi? Arkadas peki yolculuk nereye?
Yilin ilk karpuzu.7.5 kg/4 kisi - Manzara'da. Afiyet seker olsun.
Sportsfestlerin her sene spor kisminin uzerimdeki agirligi artik festival bolumu azaliyor. Spora hasretim ulan.
Eger Penguen'in ilk ve son sayfasi guzelse, o hafta Penguen guzel oluyor, bunu bilereke okumak da pek bir eglenceli.
Tatil yapasim var. Adaya gidesim. Hangisi olursa. Maldivler tercihim. Ehueheue
Kalenin bedenleri nam-i diger Niksar'in fidanlari calmayan bir dugunde oynamam. Prensibim degil.
O degil de parasut egitimlerini bu sene de kacirmisim ya. Pöfffff
Gunlerdir niye hala okuyorum diye dusuncelerimi sorguluyorum. Sonrasinda hep ayni soru isareti. Doktora yapmali mi? Istanbul'u "stand by" moduna gecirmeli mi? Arkadas peki yolculuk nereye?
Yilin ilk karpuzu.7.5 kg/4 kisi - Manzara'da. Afiyet seker olsun.
Sportsfestlerin her sene spor kisminin uzerimdeki agirligi artik festival bolumu azaliyor. Spora hasretim ulan.
Eger Penguen'in ilk ve son sayfasi guzelse, o hafta Penguen guzel oluyor, bunu bilereke okumak da pek bir eglenceli.
Tatil yapasim var. Adaya gidesim. Hangisi olursa. Maldivler tercihim. Ehueheue
Kalenin bedenleri nam-i diger Niksar'in fidanlari calmayan bir dugunde oynamam. Prensibim degil.
O degil de parasut egitimlerini bu sene de kacirmisim ya. Pöfffff
02 Mayıs 2008
Ifade Edilemeyenlerin Ifadesi ile Karsilasmak
Bundan degil midir zaten insanlarin, bazen bir filme bazen bir kitaba, bazense bir sarkiya siginmasi. kendini yetersiz hissettiginde; bazen gizli, bazen alenen "bakiniz" vermesi. bir yerlerde, birileri de mutlaka sizinle ayni seyleri hissetmistir gunun birinde ve en azindan sizin anlayabileceginiz sekilde dile getirmistir. ve belki de en yalniz hissettiginz anda, sizinle ayni duygulari paylasan birilerinin varligini hissedersiniz bir anda. yalniz degilmissiniz...
Benim icin de bir desperados acin olur mu?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)