30 Eylül 2007

Kir cicegi

Ahmet Ozhan'in bir sarkisiymis Kir Cicegi. Annem kucukken beni "Kir cicegim" diye severmis. Hatta beni anneannemin yanina birakmak zorunda kaldiklarinda bu sarkiyi dinlediginde aglarmis. Ama ben ne sarkiyi ne de sozlerini bulabildim. Bir yerlerde rastlayan olursa benimle paylasir mi???

28 Eylül 2007

Uykusuz Her Gece

Carsamba gunu Deniz'le bulustuk. Almanya'da tanistigimiz icin Istanbul'da onu gormek bana hep garip geliyor. Aachen meydaninda sarap icesim geliyor hep ama Istanbul'da oldugumuz dank ediyor sonra.

Turist gezdirir gibi hissettim kendimi. Bir turiste bir gunde yedirilebilecek her seyi yedik beraber. Bebek'te mini dondurma, Bambi'de kasarli durum doner, Inci'de profiterol, Nevizade'de bira ve sonra da Midye dolma.Bienali de gezdik. Aslinda bir kac yer gezme planimiz vardi ama ayaklarimiz ve acligimiz buna izin vermedi. Antrepo 3'u gezebildik sadece. Antrepo 3, Istanbul Modern Sanatlar Muzesi'nin bahcesindeymis bu arada her ne kadar sora sora Bagdat bulunsa da. Yukaridaki yazinin degisik versiyonlari da mevcut ama ben bunu koydum buraya. Kadin olmak diyelim.



Tam da bir kac saat once yukaridaki resmin t-shirtlerdeki versiyonundan bahsetmisken buna rastladik Antrepo'da. Cok basarili olmus. En begendiklerimden biri oldu.

Bir de Deniz sayesinde gordugum markalardan bir calisma vardi ki kesinle favorilerime ekledim. Fikir kime aitse istedigini basarmis. Coca cola, nike, pepsi gibi markalarin amblemlerinden hali motifine benzer bir motif meydana getirmisler. Kesinlikle gorulmeye deger.

Hiii unutmadan Antrepo'da M.Ö 500 yilindan 2007 yilina kadar dunya haritasinin nasil degistigini gosteren bir video da izlenebiliyor. Giden kacirmasin.

Eger duvarin dibine oturmus garip sesler cikaran bir kiz cocugu gorurseniz de sakin korkmayin... Hatta gidin o kizin ustune oturun. (Deniz'e selam ederim!!!)


Antrepo bitti sirada AKM ve İMÇ var ama ben en cok Gecegezenlere katilmak istiyorum bu uykusuzlukla...

26 Eylül 2007

PTT

Halihazirda adima gonderilen 3 tane kartpostal oldugunu ogrendim ama hala elime gecmedi. Postaci amcalar beni neden sevmiyorlar ki yemin ederim ben bir se y yapmadim???

24 Eylül 2007

İzlem -2-

Hic bir kac saatlik bebek gordun mü? Gozlerini daha yeni yeni acmaya calismasini? O kokusunu icinize cektin mi? Sonra ilk defa hapsimasi? Anne sutu icmesi ve memeyi agzina alir almaz gozlerini kapatiiipp iki saniyede uykuya dalmasi???

Teyze oldum ben bugun. Aslinda kuzenim dogurdu ama olsun ben "teyze" oldum gene de. 3 kilo 370 gram'in teyzesi :):)

Iyi ki dogdun!!!

I Can't Lieeeee

Jim Carrey boyle bagiriyordu bir filminde "Liar Liar" miydi ki filmin adi? Bu saatte beynim film adini bile hatrilayabilecek kadar calismiyor ama her neyse geleri ben de Jim Carrey gibi bagirmak istiyorum ama I can't SLEEEEEPP! diye. Yarin cehennem gibi bir gun beni bekliyor olucak uykusuzluk yuzunden. Kafami yaslayabilcegim herhangi bir yer ya da omuz gordugumde uyuymak isticem kesin.

Scissors yazmak ne kadar zor ya. Edward Scissorshands'e altyazi bulucam diye sacmalayip durdum bir ara. Oldum olasi bu kelimeyi sevmedim sevmicem de.

Bonsailer super bitkiler degil mi? Saksida bir seyler buyutmek istedigimde ilk alacagim sey Bonsai olucak. Bonsai ile tanismam da gecen yaz oldu. 3 hafta olu bir bonsai ile ayni evde yasadim ve olu olmasina ragmen cok eglendim. Dusun bir de canli olsaydi...

Vakti zamaninda, konustugunda dunyada sineklerin bile vizildamadigini dusundugum biri bana "huzur evde mi aranmalidir ki" demisti. Ben de sehrin kalabaligindan kacmak icin eve siginir insan gibi dusunmustum. Meger evin huzursuzlugundan kacmak icin sehrin kalabaligina karismak gerekebiliyormus.


Bir de New Jersey'de hic tanidigim var mi benim ya???

22 Eylül 2007

Le Petit Prince


Bir keresinde güneşin batışını tam kırk dört kez izlediğini anlatmıştın bana. Sonra da şöyle demiştin: “ Bilirsin, insan çok mutsuz olduğu zamanlarda güneşin batışını izlemeyi sever.”

“ Peki sen mutsuz muydun? “ diye sormuş, ama yanıt alamamıştım senden.


Irem'e opucukler...

21 Eylül 2007

Mubarek Ay

Bu Ramazan ilginc bir ay. Insanlari inanclarina gore siniflandirmanin en iyi zamani (ben mi? hasaa her turlu sinif ayrimina "hayir"i isaretlemedik mi)

Simdi once oruc tutanlar ve tutmayanlar olarak bir ayriliyorlar.
Once "tutanlar"
-30 gun araliksiz tutanlar ki ne diyebilirim herkes inancinda ozgur ve bir seye inaniyorsan onun gerekliligini yerine getirmek bence buyuk bir erdem. Hii tabii farz ve sart olan seylerden isime geleni yaparim isime geleni yapmam mantigini erdem olarak gormuyoruz. Saygimiz gercek muslumanlara.
-Bir kac gun oruc tutanlar ki biraz sanki kendilerini mi kandiriyorlar acaba? Bilmiyorum ben bir sey demiyorum ama eger 3 gun oruc tutanla 30 gun tutan ayni yere gidiyorsa ....


Simdi "tutmayanlar"
Bu oruc tutmayanlar iki sekilde birbirlerinden ayriliyorlar;
Birincisi inanclarina gore;
- Ateistim ulan ben, ne icin oruc tutucam diyenler (ki bunlara ne diyebilirim ki cehennemde gorusuruz diyip salak bir espri ile diger gruba geciyorum.)
- Allah inanci oldugu ve Muslumanligi sectigi halde tutmayanlar (ki rahatsizligi oldugu icin tutmayanlar elbette ayri). Anlamadigim durumlrdan bir tanesi bu. Evet muslumanim, Allah'a da inaniyorum ama oruc tutmuyorum. Peki Ateistten daha mi farklisin? Ona göre evet bense pek fark goremiyorum. Ben bir otorite miyim elbette degilim. İlahiyatcilara sormamiz lazim ama Zekeriya Beyaz su an mesgul Lerzan Mutlu yanaklarini isiriyor da su anda.

Ikincisi ise ramazan ayindaki davranislarina gore;
-Oruc tutmadigi halde kalabalikta bir sey yiyip icmeyenler; Bunun cesitli nedenleri olabilir: Oruc tutmadiginin anlasilmasini istemedigi bir ortamda olabilir ya da diger insanlarin cani cekmesin diye olabilir.
- Gunluk hayatina Ramazan'da da devam edenler, nerde olursa olsun susadiginda suyunu icen vakti geldiginde yemegini yiyen. Hiii bu insanlara bazen uzayli muamelsei yapilmiyor mu? Elbette yapiliyor. Garip garip bakmalar, bazen sozlu satasmalar. kardesim orucluyuz burda ne yiyorsun kofteni kokuta kokuta. Yahuuu sen de senelerce baskalarinin burnuna kokuta kokuta yemedin mi o köfteleri. O zaman 1 ay kimse yemek yemesin iftara kadar. EE nerde kaldi irade o zaman? Hem sen ac kalip sevap kazanicaksin ama digeri hem ac kalacak hem de sevap mevap yok. Baskaa bir arzunuz?
...


Goruldugu uzere artik kendimi dini konulara da adadim. Ben diyorum bana tatil yaramiyor diye ama nafilee. S.O.S'ime kimse cevap vermedi. Neyse ki okullar aciliyor...

Dedicated to a "special friend!!!"

Coook sevdigim biri blogumu okumus gecenlerde ve ardindan bana cok guzel,okurken cok eglendiren bir mail atmis bana.

Hiii bir de 13 yildan beri bir insanla bir kez bile tartismamissaniz aslinda tam da sozlerin kifayetsiz kaldigi yerdesinizdir ama olsun ben gene bir kez daha onu cok sevdigimi belirteyim :)

Oscar'in Kiyisi -2-

Turkiye'den de "Takva" "en iyi yabanci film aday adayi" secilmis. Yabanci film oscarini kimin alacagini gectim sadece adaylarin aciklanmasini daha bir sabirsizlikla bekler oldum.

20 Eylül 2007

Fatih Akin Oscar'in Kiyisinda


Canim yonetmen, "filmim" im juli'ye hayat veren Fatih Akin son filmi "Yasamin Kiyisinda" ile Almanya'nin "en iyi yabanci film oscari" aday adayi. Gerci biz henuz filmi goremedik 26 Ekim'de Turkiye'de vizyona giriyor ama olsun.

Tum gun gozumden kacmis olan bu haberi az once Beyazperde'de gordum ve uykusuz gecelerimin son demlerini yasadigim su dakikalarda resmen kalp atislarimi hizlandi, zihnimi acti. Hemen blogumda bunu paylasmam gerektigi hissettim.

Zaten "en iyi yabanci film oscari" tum oscarlar icinde en buyuk zevkle takip ettigimdir cunku hakikaten iyi filmlerle tanismama vesile oluyor. Umarim "Yasamin Kiyisinda"yi da bu kategoride goruruz. Hele bir de oscari alirsa, o zaman Fatih Akin dunya capinda cok unlu bir yonetmen olabilir ve tum bencilligimi bir kenara birakip im juli'yi de dunyalarla paylasmam gerekebilir ama artik n'aapalim.... (!)

And the Oscar goes to "Yasamin Kiyisinda-Fatih Akin" (umarim, umarim...)

18 Eylül 2007

Yuppi Yuppi

Artik benim de kendi "juggling" toplarim var. Yasasin!!! Hem de rengarenkler :)

10 Eylül 2007

Pofffff

Yarin aksam Istanbul Modern'de sarapli ve peynirli sinema sezonunun acilis kokteyli var ama resmen gidebilecegim kimse yok...

Daha boktan gunler geciremezdim heralde. Biri beni bir yerlere isinlasa ya...

07 Eylül 2007

Bicak Sirti

Ohaa demek istiyorum!


Bu uclunun oldugu kadroda ayni zamanda Erkan Can da var. Daha ne olsun ki? Ilk defa bir diziyi buyuk umitlerle bekliyorum. Umarim bekledigimize degecek...

İstanbul Modern Sanatlar ve "Pilav" Muzesi


Bugun Esin'le Istanbul Modern Sanatlar Muzesi'ne gittik.Kirmizi haliyla karsiladilar bizi (ehuehue) Bienal'in 20. senesine ozel, ilk dokuzuna iz birakan eserlerin bir derlemesi vardi. Eserler bir yana koca bir kazan pilav getirmislerdi ve pilav yeme ve tartisma yeri
duzenlemislerdi muzenin ortasina. Bu kadar muze gezdik, Dresden'e giderken bize eslik eden Fransiz sevgili yol arkadasimiz Helene sayesinde iki gunde nerdeyse 20 muzeye bile girmisligimiz var ama boyle bir sey ne gorduk ne de duyduk simdiye kadar. Ustelik pilav cok lezzetliydi. Kimin aklina gelmisse cok iyi dusunmus.
Zaten bu Bienal'lerdeki ilginc fikirlere oldum olasi
hayranlik beslerim.


Fotograf makinasini otomatik cekime ayarlayip 30 metre otede poz veren arkadaslarinizin yanina kosmayi denediniz mi hic?? Bence deneyin, inanilmaz eglenceli!!! Esin kamerayi ayarlayip yanima kosaken o kadar eglendim ki...

Yalniz fotograftaki sol 3 sahis hakkinda hicbir bilgiye ulasamadik.














Bu da bir Esin-Duygu klasigi. Gittigimiz yerlerde kendi kendimize cektigimiz bir fotografimiz olmali. Bir keresinde Esin cekmisti amakendi cekerken bile baska bir yere bakiyordu (hehe), o yuzden genelde ben cekiyorum bunlari. Bir de arka fonu cekebilsek super olucak. "Diriririn Gadget kollari." Keske bende de olsa...















Veee son olarak: "Ben ve Vespa". Benim ne zaman iki tekerli motorlu bir aracim olucak ya???

03 Eylül 2007

Relationship Status

Cevremdeki ciftler tek tek ayrilmaya basladi. N'oluyor yahu?

Pusu

Cemberin ne icinde ne de disinda, tam o cizginin uzerindeyim ve donup dolasip ayni noktaya geliyorum. Aradan 365 gun gecti ama ben gecen sene de bu sene de 2 eylülde ayni seyleri hissediyorum. Gecen sene Aachen'daki odamdaydim bu sene Istanbul'daki ama ne fark eder 4 duvar her yerde ayni; Nefessizlik...

Arada alinan patlamis misir bitmedi diye bir film daha izlemek, saat onda evde kimse olmayinca film izlemek niyetiyle telefona sarilip kendini bir anda elinde biranla sokaklarda bulmak, once tatli sonra tuzlu sonra tekrar tatliyla devam eden kisir dongu.... Tilan Ispanya'ya gitti. Ben simdi kiminle once sahilde kayaliklarda ya da cimlerde bira icip gece 3'e kadar Taksim'de gezicem???

Elbette en az Tilan kadar sevdigim dostlarim var burda da ama herkesin hayatindaki yeri ve paylastiklarin farklidir ve yaptigim seylerden Tilan'la paylastikalrim en cok zevk aldiklarimdan en cok "ben" olanlardan. Bunlari xxx'lerle yapsam egreti durur siritir sanki.

Birileri artik zaman makinasini icat etse...