20 Haziran 2008

Hic sanmiyorum

Bu hafta insanlar bir gıcık mıydı yoksa garezleri sade bize miydi? Konusmalara bakar mısınız?

-Aaa bu esofman ustu benim. Ben de nerde kaybettim diye merak ediyorudum.
-Aaa senin miydi. Ama bu 38 beden?
-!??!!?

-Sen tek cocuk musun?
-Hayir bir kucuk erkek kardesim var bir de buyuk erkek kardesim var.
-3 erkeksiniz yani?
-!???!!?

-Dunku iddayi ben kazandım 10 bira borcun var.
-Hiç sanmiyorum!!!
-!!!?!??!

-Biz spor yaptık, kostuk geldik.
-Hiii, hala umudun var yani
-!!??!!!!

Aksam labda hala is oldugundan yemek icin sandvic alinir ve laba dogru yol almisken;
-O posetler ne oyle parti mi var?
-!!!??!!


Insanlarin benim nasil biri oldugum hakkinda ne dusunduklerini ogrenmek pek de zor olmuyor.

07 Haziran 2008

Sabah sabah vapur keyfi... Istanbul'u doyasiya icine cekmek, kahvalti sonrasi icilen sigara misali. Istanbul zehirliyor musun beni? Aliskanlik misin sen? Dumanina mi sakladin beni?

Ozgurlugumun kisitlandigi anlar olduruyor beni. O dakikadan sonra icten hanim gidiyor ve samimiyetsiz gicik anim geliyor taa ki biri icten hanim tusuna tekrar basana dek. Dongu aslinda bu.Icten, gicik, icten, gicik, ic...

Beni gercekten taniyabilen insanlari, gicik hanim tusuna hic basmamalarindan anlarim. Kizdirsa, uzse, aglatsa, sıksa bile ozgurlugum bendeyse, en ufak bir kisitlamada bulunmuyorsa bana o insan benim icin supersonik bir insandir.

Samimiyetsiz tavirlar, radargozler, saniyelerle yarisan soylenmeler, yapmacik gulusler veeee Gicik hanim merhaba. Uzak durun benden! Ya da ben biraz uyuyim.

Gecen gun Esin dedi ki: "bazen Ayegul'de Badegul'un tavirlarini goruyorum." Tam ben de bu noktadayken ustelik. Halegul de Badegul'u andirirken. Badegul oyle bir girmis ki hayatima, insanlari ikiye ayirir olmusum: Ona benzeyenler ve benzemeyenler. Sanirim Badegul'u bu kadar anmamin en onemli nedeni hayatimdan kesin cizgilerle ilk defa birini cikarmamdan da olabilir, kimbilir? Benzemez kimse sana Badegul demeyi cok isterdim ama benziyorlar ya. Hatta seninle ayni sacma cumleyi kuranlar bile var, ayni kelimelerle. Nasil seni hatirlamam ki!!!

Not:
1. Elif Safak bu saatten sonra ne yazsa okurum. Pinhan'i okumam ama. Onyargiliyim o kitaba karsi.

2. Hey sen ordaki! Blogumun basindayken cep telefonunu kapatir misin kardesim? Cep telefonlarinin sistemi blogumu kilitliyor.

3. Artik blogumu okurken sigara da icemezsin. Kurallar boyle. Devlet bir kural koyduysa uyucaksin. Amaaa falan deme. Sen mi duzelticeksin koskoca yasanin koyduu kurali. Hiihhh

06 Haziran 2008

Uc Uc Ucurtmam


Dikkat: Basiniza ucurtma dusebilir!!!! (Her ucurtma bu kadar havalanamayabiliyor)

22 Mayıs 2008

Gece 1:30 ve biraz biraz esinti basladi sanirim. Hemen kahve doldurdum kendime, isigi kapattim ve resmen kafa dinliyorum.

Gunlerdir niye hala okuyorum diye dusuncelerimi sorguluyorum. Sonrasinda hep ayni soru isareti. Doktora yapmali mi? Istanbul'u "stand by" moduna gecirmeli mi? Arkadas peki yolculuk nereye?

Yilin ilk karpuzu.7.5 kg/4 kisi - Manzara'da. Afiyet seker olsun.

Sportsfestlerin her sene spor kisminin uzerimdeki agirligi artik festival bolumu azaliyor. Spora hasretim ulan.

Eger Penguen'in ilk ve son sayfasi guzelse, o hafta Penguen guzel oluyor, bunu bilereke okumak da pek bir eglenceli.

Tatil yapasim var. Adaya gidesim. Hangisi olursa. Maldivler tercihim. Ehueheue

Kalenin bedenleri nam-i diger Niksar'in fidanlari calmayan bir dugunde oynamam. Prensibim degil.

O degil de parasut egitimlerini bu sene de kacirmisim ya. Pöfffff

02 Mayıs 2008

“Senin çocuğuna gemicik
Benim çocuğuma 65 yaş
Vekile gazi kıyağı
Asile AKP kazığı
YÖK Başkanı’na yüzde 30
Emekli vatandaşa yüzde 2
Benim Tanrım adil ol diyor
Ya seninki?”

Ifade Edilemeyenlerin Ifadesi ile Karsilasmak

Bundan degil midir zaten insanlarin, bazen bir filme bazen bir kitaba, bazense bir sarkiya siginmasi. kendini yetersiz hissettiginde; bazen gizli, bazen alenen "bakiniz" vermesi. bir yerlerde, birileri de mutlaka sizinle ayni seyleri hissetmistir gunun birinde ve en azindan sizin anlayabileceginiz sekilde dile getirmistir. ve belki de en yalniz hissettiginz anda, sizinle ayni duygulari paylasan birilerinin varligini hissedersiniz bir anda. yalniz degilmissiniz...

Benim icin de bir desperados acin olur mu?

28 Nisan 2008

Ask gibi Aydinlik, Olum gibi Karanlik

Adi "Ask Gibi Aydinlik Olum Gibi Karanlik" olan bir kitap okuyorum bu siralar. Be gibi, biz gibi, "kadin" gibi, aydinlik. karanlik.

Bahar geldi ve benim gene cok sey yazasim, cok sey anlatasim var ama sorgusuz, sualsiz. Hic kurcalamadan, altinda manalar aramadan oldugu gibi. Elif Safak'in Siyah Sut'te soyledigi gibi. "BU YAZI YAZILDIKTAN HEMEN SONRA BEN TARAFINDAN, OKUNDUKTAN SONRA DA OKUYANLAR TARAFINDAN UNUTULMAK ICIN YAZILDI."

Umitsiz yasanmaz mi gercekten yoksa umidimi coktan kaybettim ama gene de hala yasiyor muyum?

Hayatimiz soru isaretleriyle mi geciyor yoksa? Ya da saniyesinde mi degisiyor fikirlerimiz? Bir telefon mesaji attiktan sonra cevap gelene kadar ne kadarlik bir zaman gecer ki? Bir erkek icin bilemem ama bir kadin icin seviyor sevmiyor oynamaya yetecek kadar. Ustelik papatyasiz, sadece zihinden. Kalp atisi kaca cikar bilir misiniz? Gelen cevabi kac kere okur? Ikinci mesaj icin ne kadar dusunur? Ne yazmis olursa olsun, meali su an seni dusunuyorumdur o ilk mesajin ve cevap ne kadar buyuk bir hayal kirikligi yaratabilir, bilir misiniz? (Tersi de olabilir tabii..)

Bir kadin hayatinda kac hayal kirikligini kaldirabilir? 1? 3?10??? Peki kac kere askiğni itiraf edebilir? Ya da soyle diyelim. Askini bir kez itiraf eden kac kadin taniyorsunuz cevrenizde? Peki ya 2 kere edebilen??? (Karsisindaki erkekten once demek istedim tabii ki.) Ikinciye cesareti olanlar parmak kaldirsin?
...

Gozler her seyi anlatir mi? Peki ama ya gozlerine bakamiyorsan?

Her kadin mi kilosuna takik olur? Ya da kendinde begendigi yerini on plana cikarmaya calisir? Daha guzel olmayi kim istemezdi ki?

Peki ya sevgi? Sevgisiz bir omur gecebilir mi? Icinideki sıkıntı bitebilir mi???

(ben unuttum hepsini siz de unutun)

24 Nisan 2008

23 Nisan'i Kutladik

Hava ne kadar guzeldi 23 nisan'da. Yeterince GÜNEŞ ve yeterince RÜZGAR. UÇURTMA icin her sey hazir. 24 yilin ilk ucurtmasi. Tabii ki Kuzey kampuste, KaBe'nin onunde.
En yuksege cikti ucurtma, iplerini sonuna kadar istedi, 6 metrelik kuyrulu olabildigince salindi, bizi de istedi sanki yanina ama cesaret edemedik. Sonra o da bizim yanimiza geri dondu. Baska sefer gene beraber gidelim dedi. Sen bir kac kez kendin git, orasi senin ulken sonra belki biz de geliriz dedik. Tamam dedi. Ama her seferinde mutlaka beni ugurlamaya gelin.

19 Nisan 2008

Be Kind Rewind


Michel Gondry'nin yepyeni filmi Be Kind Rewind'i festivalde vzyona girmeden once izleme sansi bulan azinliktan biri olmakla gururluyum. Artik Michel Gondry ne cekse izlerim sanirim.

Uzun zamandir bir filmde bu kadar gulmemistim. Konu bakimindan Ruya Bilmecesi ve Eternal Sunshine of the Spotless Mind ile alakasi olmasa da, Michel Gondry uslubuyla bence kendini filmde hissettiriyor.
Gulmeye ihtiyaci olanlar, ellerinin altinda bu filmi bulundurmali ve bar kac kisi toplanidiginda beraberce izlenmeli.

Persepolis


Cok basarili bir filmmis ve ben simdi burda film hakkinda ne desem bos ama keske herkes izlese. Herkesin herkesi...

Icindeymisik Yesilmisik

Yesil otobuslerde;
Cep telefonuyla konusulmaz.
Hatta hicbir sekilde konusulmaz.
Yemek yenmez.
Opusmenin o'sunden bile soz edilemez.
Hakkin aranamaz.
Penguen, Uykusuz falan da okunmaz, hani gulersin tepki verirsin falan.
Bazal metabolizmaya gcip put gibi durabilirsin tabii her durakta sagli sollu ilerlemek kosuluyla.

Biraz kizginim evet

08 Nisan 2008

Bık Bık

*Cabuk bıkıyorum.
*Bir sey yanimda 10 kere falan yapilinca anlamini yitiriyor benim icin, sizi bilemem.
*Gecen hafta cuma gunu yeniden Taksim'deydim ve gece 2'de herkes donmek istediginde Tilan'la birbirimize bakip, galiba biz de donmeliyiz bakisi attik birbirimize. Iste ben bu donusleri bir sevemedim.
*Bence insanlar iyilik yaptiklarinda eger ondan bahsederlerse sagda solda, o iyiligin iyilik derecesi azaliyor. Iyiligin derecesi olur mu? Olabilir ya...
*Yeniden kitap okumaya donus yapabildim. Mutluyum...
*Birine bir sey ogretirken onu azarlayarak ya da suclayarak ogretmeye ve bu sekilde ogretenlere karsi olan en az 500.000 kisi bulabilirim. Hadin birleselim!!!


*Fake'im, fake'sin fake!!!
Simdi, Kuzey Kampus'te ilk kimin ucurtmasi ucurulmaya calisildi? Kimya Bolumu sevgili asistani ve Sanyal Lab'in saygi deger uyesi "Pinar Cakir"
Ardindan kimin Kelebekli ucurtmasiyla Kuzey Kampus'te Kare Blok'un onu renklendi? Kimya bölümü yuksek lisans ogrencisi ve Sanyal Lab'in muhterem uyesi Irem Kosif! Peki bu paragrafta hic Fizik bolumunun adi gecti mi? Hmmm.. Hayir. Demek ki Kuzey Kampus'te ucurtma= kimya bolumu. De mi ama...

30 Mart 2008

Gunu Etkili Kullanma

Cumartesi gunu ayarlasam heralde bu kadar sey ust uste gelemezdi. Once Cehavir'deki sahnede bir oyun izledim ki 1 ay öncesinden alindigi icin biletler onu iptal etme gibi bir sey olamazdi. Ardindan Taksim'e gidip 1 adet kitap almak icin 1 saatimi harcadim ki kitabi kendime almadigim icin ne alacagima karar vermek biraz uzun surdu. Tabii biraz da Mephisto'daki filmleri incelemis olabilirim...
Ardindan Caddebostan Mado'da tatli bir mola. Salik'cigim 1 gunlugune Istanbul'a gelmisse ona bir kac saat ayrilmaz mi??? Keske daha uzun uzun sohbet edebilseydik ama... Benim duraklarim bu kadar degildi!!!

Ayni gun bir de kuzenin dogum gunu olup aksam bir seyler icelim denirse oraya da gitmek gerekmez mi? Aksam bir de Maltepe'de kuzenin dogum gunu kutlandi.

Aysegul geziyor serisinin yeni kitaplari gibi oldu biraz. Eee bu kadar gezmenin ardindan aksam da evde uyumak olmazdi ve olmadi da. Pendik'te kuzenim evinde kalip ailenin miniminnacik bebisiyle beraber uyuduk. Yakinda zaten bir bakicaz artik miniminnacik degil.

22 Mart 2008

Film festivaline geri sayim basladi. 3 saat beklesek de yuzumuzde butun filmlerimize bilet alabilmenin hakli gurur var. (varmis yani oyle dediler) 5-20 nisan arasi Taksim'deyiz. 1 gun de Kadikoy'de. Bekleriz...

Bir de bir de... Dun guzel bir sey oldu. Ama simdi soylemem. Bir gercek olsun ondan sonra. Malum Turkiye burasi. Yarin ne olacagi belli olmuyor degil mi???

09 Mart 2008

Kim Demis Havaalanlari Sıkıcıdır Diye


Bir Fransiz, bir Italyan, bir Brezilyali ve iki deli Turk, gecenin 1:30'unda (Basel) havaalaninda ne yaparlar?
Tabii ki bavul arabalariyla yarisilar...