14 Nisan 2007

Trafik Katliami

Bu ulkede surucu belgesinin bakkaldan ekmek alirmis gibi dagitilmasinin, trafik cezalarinin hic bir yaptirimlarinin olmamasinin, soforlerin direksiyon basina gectikten sonra yollarin fatihiymis gibi davranmalarinin sonuclarini bugun bir kez daha gorduk. Tam bir katliam! 32 kisinin ayni anda ayni yerde can vermesi. Hem de bu canlarin cogu daha minicik.
O miniklerden birinin annesi olun simdi. Belki ne cok israrlar sonucu cocugunuzu yolladiniz o geziye. Aslinda yaninizdan hic ayirmak istemediginiz halde basina bir sey gelir korkusuyla yaninizdan ayirmak istemediniz. Ve trafik gene yapacagini yapti ve korkularinizla sizi yuzlestirdi. O annenin hic sucu olmadigi halde neler hissettigini dusunebiliyor musunuz???

Bunun adi Kader mi? Hic sanmiyorum!

Peki ne zaman gece Taksim'e gitsem ya giderken ya da donuste karsilastigim kazalar n'olucak? Merak ediyorum bu ulkede dakikada kac trafik kazasi yasaniyor? Minibus Caddesi'ndekileri saymiyorum bile. Adi Minibus Caddesi ya minibus soforleri adi boyle olunca kendilerinin saniyorlarlar Pendik'ten Kadikoy'e kadar olan caddeyi.

Belki bugunku uzucu olayla beraber bahsetmemi bazilari yadirgayacaklar ama, ya birden bire karsimiza cikan yol kenarina atilmis olmus kedicikler icin ne demeli? Ana caddelerde karsidan karsiya gecerken yol kenarlarina bakmadan yurumeye calisiyorum artik.

Annemin cok sevdigi bir arkadasi, meme kanserini yendikten sonra ir trafik kazasi sonucu hayatini yitirdi. Yasam icin bu kadar mucadele verirken bu nasil kader olabilir ki?

Bugun gercekten cok uzgunum. Birilerine bunun hesabini sormak istiyorum ama sen ne kadar tepkini gosterirsen goster kimse elini tasin altina koymuyor. Satilan yol ihaleleri de bu cocuklari geri geri getirmiyor.

Kendi katliamlarimizi kendimiz yaratiyoruz...

Hiç yorum yok: