29 Ekim 2007

Karafakiden Ben Akarim

Guzel bir gundu bugun. Her ne kadar Esin bize katilamasa da Istanbul'u doyasiya yasadigimsayili gunlerdendi. Sabahtan Mozalik pasta yapip biraktim misafirler gelecek diye ki aksam eve dondugumde Mozalik yiyecegimi bilmek bile bir guzeldi dogrusu.

Sonra Arakoy'e gittim vapurla. Hava cok guzeldi ve en ust kata cikip oturdum martilari izlemek icin. Simit alamayip martilari besleyemedigim icin uzuldum biraz, biraz da fotograf cekenleri kiskandim ama birazcik. Keyfim yerindeydi gene de.

Istanbul Modern'de Ferzan Ozpetek filmleri vardi bu aralar. Ben bir Harem Suae'yi izlememistim, Irem de git seyret guzel film diyince ben de bugun izleme sansi buldum. Erken gittigim icin Istanbul Modern'in icindeki kutuphaneye bakindim biraz.Daha onceden hic firsat bulamiyordum. Olmeden once izlenmesi gereken 1001 film kitabini kurcaladim biraz ve olmek icin cok genc olduguma karar verdim :)

Ve Harem Suare'yi de izledikten sonra ilk defa bir yonetmenin butun filmlerini izleyip mutlu oldum. Ustelik siradan bir yonetmen de degil bu. "Ferzan Ozpetek". Hic bir filmi icin de sunu begenmedim diyemem, hatta eh iste bile demem, hepsini seviyorum. Kendimce siralama yapmaya calisiyorum ve Kutsal Yurek'le Cahil Periler'i cok begenmistim diyorum ama sonra Bir Omur Yetmez'e ya da Hamam'a da haksizlik etmiyim diyorum...

Ardindan Beyoglu. Irem'le pasaj pasaj gezmenin keyfini yasayip Terkos'un altini ustune getirdik. Aklim hala Irem'in aldigi sweatshirtte :) Ama Irem'e de Yesil cok yakisiyor canim!

Ve ardindan Yasamin Kiyisinda Hakkinda bir seyler okumaktan gunlerdir kaciniyordum cunku hosuma gidiyor arada hic bir fikre sahip olmadan bir filmi izlemek. Filmi genel olarak baya begendim. Ama bu begenme bir Duvar'a karsi ya da Temmuz'da filmlerininkinden cok daha farkli. Ikinci yarisi daha dolu doluydu, ilk yarisi daha cok uzun tutulmus bir giris gibiydi. Bu arada uzun suredir ara verilen bir film izlemedigim icin baya bir garipsedim ara verildiginde.

Filmde bir kac sahnede Demircinin Kizi kitabi ve "Selim Ozdogan" adi gecmekteydi, en yakin zamanda okumak istiyorum. Buyuk merak uyandirdi.


Bir arkadasim filmin senaryosunu tesaduflerden dolayi Paul Auster romanlarina benzetmis (kendisine selamlarimi iletirim, ehehe), her 10 dakikada bir onu yadettim bu benzetmeden dolayi. Ama Temmuz'da filmi de aklima gelmedi degil hani orda da tesaduflere cok yer vermisti Fatih Akin.


Im Juli'yi belki de bu yuzden cok seviyorum. Tesadufleri seviyorum ben. Amcanin biri otubuste "tesaduf diye bir sey yoktur" demisti yanindakine ben de kulak misafiri olmustum ve nasil da anlik bir cokus yasamistim. Halt etmis o amca! Hihhh. Tesadufler hayatin en tatli anlaridir. Ben oldugumde bana bir tek tesaduflerimi birakin hatta gerisi sizindir (bir de gozlerim ileri derece miyop o yuzden onlari da ben tavsiye etmem)


Gene cenem dusuk bugun. Olsun ayni gun hem Ozptek hem Fatih Akin izlemisim bugun bir seyler yazmicam da ne zaman yazicam oyle degil mi???



2 yorum:

Deniz dedi ki...

aleyküm selam ;)

filmi izledigine sevindim. Begenmene de. Hatta yine bi tesadüf biz de gecen gün (cumartesiydi sanirim) Im Juli'yi izledik. Daha dogrusu filmi izlemeye 4'de basladigimiz icin ben bi yarim saat sonra, filmi daha önceden de izlemenin verdigi rahatlikla, uyuyakaldim :) Ama yok devamini bi daha seyredicem cünkü unutmusum filmi.

Ben de merak ettim kimdir Selim Ozdogan. FA seviyor filmlerine ipucu birakmayi :)

Ferzan Özpetek'in filmlerini tamamlamayi da ekleyeyim listeme ;)

Unknown dedi ki...

Tesaduflerin olmadigina kimse ikna edemez beni. Ama sanki bazen iradeyi / insanin degistirme gucunu golgeliyor tesaduflere fazla vurgu.

"Ilk genclik yillarinda, rastlantiyla alinyazisinin birlikte yurudugu sanilir. Hayatta gercek yolun ic dunyamizca cizildigini sonralari ogreniriz. Yolumuz, istedigimiz yonden ne kadar anlamsiz ve tuhaf bir bicimde ayrilirmis gibi gorunse de, eninde sonunda bizi o gorunmez hedefimize ulastirir." Stefan Zweig, Dunun Dunyasi

Bu aralar buna inanmaya o kadar cok ihtiyacim var ki.